Etiket: özlem
-
Veda
Yollar yollara karışıyor, her bir çizginin üzerinden geçtikçe bir diğeri can yakıyor.. Karanlık her yeri kaplamış, hüzünse çökeli çok olmuş.. Bu şehirden çok fazla ayrıldım, ama hiç bu kadar zor ve ağır olmamıştı.. Belki de yaşadığın hayatı ilk kez uzaktan fark etmemi sağlıyordu bu gidiş.. Soğuktur Ankara. Bir de alabildiğince fazlaca gridir. Bazen de resmidir.…
-
kısa
yağmurların ardında, arınmanın eşiğinde; kaybolmuş bir devrin, yeniden var olma vaktidir.. .. düşlerin ardında, gecenin karanlığında; dinlenmiş bir ruhun, yeniden aşık olma vaktidir..
-
düş
Ufak bir evimiz olsun istiyorum.. Yerleri koyu kahverengi parke olsun ve bitiminde beyaz duvarları başlasın. Alçılı dümdüz duvarlara sahip olsun. Aslında yerde halı olmasın. Belki sadece üzerine uzanılabilecek kadar bir halı olsun. Pencereleri upuzun olsun. Tabii ki uzun pencerelere de yüksek tavan yakışır, tavan alabildiğince uzun olsun.. Pencerelerin yanında beyaz L şeklinde bir koltuk takımımız…
-
damla
içimizdeki sevgi bir bardak su gibi.. bardak bu kadar boşken taşamazsın çocuk. içindeki tüm sevgiyi saçamazsın, uzun zaman önce içinde kurumuş, sana ait olmayan bir şeyi, yeniden yerine gelmeden, taşıramazsın. .. içerideki sevgi o kadar kurumuş ki, birkaç su damlası gibi anlarla, koca bardak doldurmak o kadar zor ki. hele de bardak sızdırıyorken.. .. “dedi…
-
hep böyle değildim
Ben hep böyle değildim aslında. Sanırım depresif hallerin tapusunu almam, gerekenden biraz fazla uzun sürdü. Hayata karşı umutlarını taşıyan biriyken, karmaşanın içinde nedense çok fazla şeyin elimden düşüşünü izledim. Açıkçası bir anlamda eğlenmeyi severdim. Fakat galiba yeniliklerin içinde çok fazla geride kaldım. Bunda kendimle aramın hiç olmaması da etkili tabii ki. Kendimle ilgili kopuşumun başlangıcıyla;…
-
kıymetli yalanlar
bize ait hayat farklı kalemlerle yazılmış sanki. herkesinki rengârenk süslerle doluyken, bizimkisi üç renkten ibaret. siyah, gri ve kahverengi.. .. renkleri sonradan öğrendim ben. karanlıkta yürümeyi öğrenince, ne renge ihtiyacınız oluyor, ne de aydınlığa.. .. ben aydınlığa sonradan dahil oldum, ama hep bana sunulanlar yapay oldu. ne gerçeğin ortasında gözüm kamaştı, ne de kalbim pırıl…
-
parıltı
yalnızlıkla aşk birbirine zıttır aslında. bu tezat içerisinde bu kadar karmaşa ağır gelir ruha. tutunmaya çabaladığı dalların kaygan oluşu, daha da çok yorar insanı.. .. aşk bedene düşünce sonbahar gibi hissederim hep, ne zaman aşk duygularım kabarsa, ya sonbahar geliyordur ya da sonbahardır.. ortası hiç olmaz.. .. havaların düzensizliği belki beni bu duygulara iten, ya…
-
masal
yüzümü göğe çevirdim, gönlümü bir tek ona açtım.. yalnızlık benim umudumsa, çekmek için bu yola girdim.. .. anlaşılamayan biri olmak zorken, anlamsızlığın ortasında mahsur kaldım.. beni anlayan bir tek kişi varken, sessizlikte yine onu arıyorum.. .. benden uzak aşkla göçerken, benim üzülmemem için iten, beni üzülme diye kovan, aşka yol olmaya çabalıyorum.. .. bu yorgun,…
-
sonsuzluğa
artık korkuyorum yalnızlıktan. .. ne dilde kaderin kaldığı, ne de gönülde doğrunun kaldığı, öyle zor bir hayat ki önümüze sunulan.. .. beklemenin bu denli alışılmış olmadığı, umutların ısıtılamayan eller içinde kaybolduğu, yalnızlığın tepemizden bakan güneş gibi kavurduğu, koskoca bir hayat, bana dokunan.. .. sabah, akşam, gündüz ve gece.. sanki hepsi yalnızlığa birer hece.. .. hiç…
-
sessiz kelimeler
sokaklarda yürümek bazen acı veriyor, gülümsemelerden arınmış, gri olanı görmek.. umutlarım üzerimden çalınmış gibi hissetmesem de, karanlığın bir şekilde elini uzattığını bilmek.. .. yorucu karanlıklarda koşmak bu kadar uzakken, tam kucağına düşmek yine gözyaşı havuzunun.. sesimi duyuramamanın ağırlığını bilmezdim hiç, gözlerim yorgun ve karanlığa akıyor yine.. .. hayata dair anlamaya çalıştığım şeyleri unuttum artık. sadece…