kırıntılar

Hayatım boyunca hiçbir şekilde adını görmek istemediğim insanlar ve temizleyip, arınmak istediğim çok fazla hayat kırıklığı var. Çünkü bunlar artık beni ben yapan şeyler değil, benliğimi benden çalan şeyler bütününü oluşturuyor… Bunca kırıntının parçalarını birleştirmek, binlerce taşlık domino oluşturmaktan farksız hale geldi. Nereden toparlamaya çalışırsam çalışayım, bir rüzgâr oluşturduğum tüm taşları devirmeye başlıyor. Tekrar başa… Okumaya devam et kırıntılar

sanrılar

Gecelerde farkındalıkları artıran bir ağırlık var. Sebebini ve nedenini çözemediğim karanlık bir çizgi, yorgunluk ve sanrılar zinciri etrafımı sarıyor. Yorgunluk hiç olmadığı kadar keskin, gözlerim hiç olmadığı kadar aydınlığa bakamaz hale geldi. İçimde var olmayan bir karmaşanın, ne olduğunu bilmediğim varlığıyla el ele yürüyor halde olmak biraz yorucu hale geliyor. Yaşamın koşuşturmacasının ardında kaybolmak, bu… Okumaya devam et sanrılar

damla

içimizdeki sevgi bir bardak su gibi.. bardak bu kadar boşken taşamazsın çocuk. içindeki tüm sevgiyi saçamazsın, uzun zaman önce içinde kurumuş, sana ait olmayan bir şeyi, yeniden yerine gelmeden, taşıramazsın. .. içerideki sevgi o kadar kurumuş ki, birkaç su damlası gibi anlarla, koca bardak doldurmak o kadar zor ki. hele de bardak sızdırıyorken.. .. “dedi… Okumaya devam et damla

dört duvar

Yalnızlığın duvarlarını dışarıdan içeriye ördükçe, nerede sınırın daralacağını ve oradan nasıl çıkmam gerekeceğini öğrenemez hale geldiğimde, bazı şeyler için çok geç olduğunun farkına vardım. Aslında büyümek bu kadar karamsarlığın ardına saklanılabilecek duvarlar örmek olmamalıydı. Çocukken çok farklı hayalleri olan birisi değildim. Büyüyünce ne olacaksın dediklerinde, her seferinde bilmiyorum diyen birisi oldum. Çünkü büyümek benim için… Okumaya devam et dört duvar

kıymetli yalanlar

bize ait hayat farklı kalemlerle yazılmış sanki. herkesinki rengârenk süslerle doluyken, bizimkisi üç renkten ibaret. siyah, gri ve kahverengi.. .. renkleri sonradan öğrendim ben. karanlıkta yürümeyi öğrenince, ne renge ihtiyacınız oluyor, ne de aydınlığa.. .. ben aydınlığa sonradan dahil oldum, ama hep bana sunulanlar yapay oldu. ne gerçeğin ortasında gözüm kamaştı, ne de kalbim pırıl… Okumaya devam et kıymetli yalanlar

parıltı

yalnızlıkla aşk birbirine zıttır aslında. bu tezat içerisinde bu kadar karmaşa ağır gelir ruha. tutunmaya çabaladığı dalların kaygan oluşu, daha da çok yorar insanı.. .. aşk bedene düşünce sonbahar gibi hissederim hep, ne zaman aşk duygularım kabarsa, ya sonbahar geliyordur ya da sonbahardır.. ortası hiç olmaz.. .. havaların düzensizliği belki beni bu duygulara iten, ya… Okumaya devam et parıltı

suskun

merakım çok belli konular hakkında, tonlarca sorum var ardında ve cevap “hiç yok”! .. en başta şu geliyor aslında: “insanlar benden ne istiyor?” .. hakikaten merak ediyorum, nedir insanların benimle derdi? cevaplayabilecek biri var mı ki? .. çevremdeki sanallıktan dem vuran mı ararsın, sessizce oturup bir şekilde durmama mı.. .. nedir? .. nedir insanların benimle… Okumaya devam et suskun

yanılsamalar

bir süredir yazmayı bırakmıştım sanırım. sessizliğe alışmak nedense daha güzel geliyor. .. yalnızlığa uzaktan yaklaşıp baktığımda, yaşadığım hayat denen algı tamamen bir illüzyonmuş. ne elde tutulur bir gerçek, nede dile gelir bir sonuç var ortada. .. bildiğim tek şey yalnızlığın nasıl bir şey olduğu. .. söyleniyor veya bıkmış gibi dursam da, aslında aradığım şeyin bu… Okumaya devam et yanılsamalar

masal

yüzümü göğe çevirdim, gönlümü bir tek ona açtım.. yalnızlık benim umudumsa, çekmek için bu yola girdim.. .. anlaşılamayan biri olmak zorken, anlamsızlığın ortasında mahsur kaldım.. beni anlayan bir tek kişi varken, sessizlikte yine onu arıyorum.. .. benden uzak aşkla göçerken, benim üzülmemem için iten, beni üzülme diye kovan, aşka yol olmaya çabalıyorum.. .. bu yorgun,… Okumaya devam et masal