bana özel

zorluklarla savaşan kalbimin kırılan parçaları,
sonbaharın gelmesiyle parçalanıp dökülmeye başladı..
mutlulukla dolu yeni bir hayatin müjdesini verir gibi,
her yer gerçek rengine burundu,
gülümsemelerim bir başka olmaya başladı..
kalbim simdi başka sevinçler arıyor,
ufak çırpınışlarla kanatlanıp uçmak istiyor,
ve yorgun düşmemek istiyor yanlış denemelerin sonunda..
susmak yerine konuşmak paylaşmak istiyor..
anlatmak,
haykırmak,
unutmak istiyor üzerindeki mutsuzlukların lekelerini..
nefes alışının bile bir anlam ifade etmesini..
..
kalbim ılık esintilerle savrulup etkilense de,
sımsıcak kor haline dönüşemiyor,
malesef..
insanları suçlamak kolay bir kaçış olurdu.
ama ‘o’ görevini çok iyi yapıyor,
hayatın o’na sunduklarını çok iyi yansıtıyor,
o ufacık kıvılcımlara karşı..
..
ama..
insanlar, bağlanmaktan hep korkan,
bencil ve sadece kendini düşünen yaratıklar..
‘o’ ise,
sevilebilecek bir kalp arıyor..
kalbinin sızlayan çatlaklarını kapatmak için,
mutlulukla sarmalamak için,
çıkan tek sonuç ise,
yepyeni yaralar..
..
korkuyorum kalbim, biliyor musun?
aşık olmaya..
güvenmeye bile..
sırf seni tekrar üzecekler diye..
gördüklerini hissedemeyen,
duyduklarını anlayamayan,
konuştuklarını ses gürültüsü zanneden,
kör insanlara karşı..
hissettiklerini anlatabilmek,
ne kadar kolay olabilir ki?
ve nereden bilebilirsin,
sana tekrar mutsuzluk yaşatmayacağını..
..
aslında
ben hep tekrar öğrendim deneyerek.
hayatımın kayboluşunu,
kalbimin kırılışını,
hüzünlü rüzgarlarla beraber,
yalnız sokaklarda yürümeyi öğrendim..
ay ışığına bakıp hüzünlenmeyi,
bulutlara bakıp tekrar umutlanmayı,
ruhsuz insanlara bakıp gülümsemeyi de,
hep onlar sayesinde tattım.
..
ne için?..
onlar boş ve anlamsız hayatlarına,
anlamadan devam etsin diye,
kötülük kötülüğü beraberinde getirmesin diye,
sonuç?
..
sen ve ben varız hep.
ne olursa olsun,
sen hep ‘bana özel’sin..
unutma..
insanlar yalancıdır,
ve onların yalancı sözleri,
sakın kandırmasın seni.
sen üzüldükçe,
sen sızladıkça,
seninle üzüleni,
çok iyi biliyorsun..
..
sarıl yalnızlığına doya doya.
sımsıkı tut onu,
bırakma.
güneşin doğuşuna,
çok az kaldı..

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eighteen + eighteen =