bazen,
hayatı anlamlandırmaya çalışırken,
bir şeyleri yerine oturtamaz insan,
mutluluk giderken,
hüzün gelir bazen..
ağlamak istersin.
hayattan uzaklaşmak istersin.
karşına bir anda birisi çıkar,
ne annenin sıcaklığına benzer,
ne sevgilinin kollarına.
onları genelde kötü günlerde hatırlarsınız.
iyi günlerde fark etmezsiniz bile çoğu zaman.
çünkü onlar kendilerini çok iyi gizlerler..
..
en son ne zaman,
birinin omzuna başınızı koyup,
ağlayabildiniz ?
ben hatırlamıyorum.
o kadar çok uzun zaman oldu ki.
konuşmadan beni anlayabilen,
bende olanı benle hissedebilen,
karanlığa düştüğümde elini korkmadan uzatabilen..
..
kaçımız kaldık ki.
sessizce hepsinden ayrı düştük.
ellerimiz uzanamaz oldu uzaklara.
ve hissedemez olduk o sıcaklığı.
..
seven.
sevilen.
değer veren.
baş ucunda duran,
o minik eller.
artık yok..
sadece;
yolların,
kapıların,
ayırdığı
perdelerin,
arkasına saklanan
küçük çocuklar gibiyiz.
önemli olan,
ne hissettiğimiz değil,
ne istediğimiz.
istediğimizin olması için,
karşımızdakini düşünmeyiz,
çünkü benciliz.
birisi demişti,
“halbuki herkes insan doğuyor” diye..
insanlıktan artık o kadar çok uzağız ki.
..
unuttuk artık dostluğu,
nankörlüğün hüküm sürdüğü,
bu hayatta.
selamlarımız boş,
sevgilerimiz tadımlık olmuş.
gözlerimiz kapalıyken görebilen hislerimiz,
körelmiş insanlığımız giderken.
..
dost,
sadece sarıp sarmalar mı seni kötülüğe karşı?
hep mi destekçidir?
değil.
dost herşeyi görebilen,
iyisiyle kötüsüyle,
seni uyaran.
birşeylerin kötü olacağını öngörüp
seni uyaran.
ama asla,
yaranamayan
‘insan’lar.
..
sonbahar bırakmak istemiyor yerini kış’a..
hâlâ..
sonbahar.
artık sadece tozlu raflarda kalan,
kahperengi anıları barındırıyor.
..
özlediğim,
ama artık hissedemediğim
duyguları saklıyor.
benim elimde kalan ise..
belki de;
en büyük dost.
yalnızlığım..
iyi ki varsın..
Yorumlar
“dost” için 5 yanıt
böyle dostlar hep terkeder gider adamı. kardeşin ölmüş gibi hissedersin ama onunla yaşadığın hayat, o bi bakışındaki seni çözmesi içine dokunması… gitse bile, değecektir her anına verdiklerine. böyle dost için önce vermelisin yorulsanda, acısanda, bulana kadar vermelisin. sen o olmalısın ki, bi gün mutlaka hissedicektir ve o da seninle, sen olacaktır. ama herşey gibi malesef dost’ta annen misali karşılıksız sonsuz deildir. o da emek sevgi ve sabır isteyecektir..
duyurmalısın o zaman (:
Gerçekten realist bir yazı olmuş, anlatmış hissettiklerimizi, yazana teşekkürler. Bir iki ay boyunca yanından hiç ayrılmayan, sonra da sebepsizce selamı sabahı kesenlere, üzülmeli mi, yoksa yalnızlığım bana yeter mi demeli.. Her zaman yalnızca ikinci seçeneği seçemiyoruz işte.. Yazıların devamını dilerim :)) İyi günler..
Eğer ruhun yalnızlıkla olgunlaşmışsa o çok sıkı sarıldıkların bir gün gittiğinde sadece izlerini taşırsın ve belki bir gülümseme de yayılır ılık dudaklarına..şükredersin inancına..sevgine..içindekilere..Gözünü çevirdiğin zaman Dünyaya lanet okuyacağın bir yalnızlığında olmamış olur böylece.
Teşekkürler.. (:
Sadece… harikaydı.