gerçek olabilmek

yazar:

kategori:

Sonbahar..

Her zaman aitliğin en güzel mevsimidir olmuştur. Sevginin de, umudun da, yalnızlığın da..

Böyle bir mevsimde insan konuşmak istediği yerin cümleler olduğunu fark ettiği anda, kelimeler birbiri ardına sıralanıyor. Ufak anekdotlarla da olsa, kendimden bir şeyler aktarmak istiyorum.

Ben, sevgiyi ve aşkı çok zor yollardan, bir başıma öğrendim. Yanlış sokaklarda dolanıp, yanlış insanlarla tanışarak yürüdüğüm tüm yolların rüzgarında kaybolarak öğrendim.

Ne aşka, ne sevgiye, ne de dostluğa sırtımı dönmedim. Tüm her şeye karşı yürümeyi seçtiysem eğer, karşımdaki insanlardan ne aşk, ne sevgi, ne de dostluk; hiçbirini göremediğim için seçtim. Kararlarımın hepsinin ardında durup, insanlığımın üstüne basmadan yürüdüm. Çünkü ben ruhumun olduğu kadar, insanlığımın da en değerli varlığım olduğunu bilerek büyüdüm.

Bu anlamda da yalnızlığı, öylesine yalnızlık olsun diye sevmedim. Sadece ve sadece bana ait olabildiği için sevdim. Tüm gerçekliğiyle ve tüm çıplaklığıyla karşımda olabildiği için sevdim.

Yürümeyi bilmiyorsanız, yürümeyi öğrenmek için çaba göstermelisiniz. Hayat adına, ufacık dünyalarında o minik kalplerini taşıyan çocuklar dahi, tanıdığım insanlardan daha çok çaba gösteriyor. Büyümenin en büyük sıkıntısı bu mudur ki, çabalamadan hep “ben”liğe dönüşüyor algılar?

Yanılsamaların ardına saklanarak mutlu olunmaz. O yanılsamalar ve o insanlığınız gibi hepsi sahte olur.

Tüm bu yanılsamaların ardında o kadar çok insan var ki.. Ne yaptıkları, ne de söyledikleri bir hiçmiş gibi, umursamazca bu yaşamlarına devam ediyorlar. İşin en kötüsü ise, “yüzsüzlükleri”.

Bu yüzdendir ki hep geriye dönüp baktığımda hep şunu diyorum: “Ben aslında hiç dostluk görmedim, sahte kelimelerle süslü bir gösteriye bilet aldığım gerçeğinin izlerini taşıyorum”.

Bunları yalanları izleyerek büyüsem de  hep olduğu gibi kabul ediyorum. İyi ki bunlarla büyüdüm çünkü bu sayede gerçek olanı çok çabuk öğrendim.

Doğruyu ve gerçek olanı öğrendiğiniz kadar, görebilmeniz de dileğiyle.